• İletişim: info@guncelkadin.com.tr
Güncel Kadın
Advertisement
  • Anasayfa
  • Moda
  • Güzellik
  • Sağlık
  • Yaşam
  • Sanat
  • İş Dünyası
  • Güncel Haberler
  • Röportaj
  • Yazarlar
No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Moda
  • Güzellik
  • Sağlık
  • Yaşam
  • Sanat
  • İş Dünyası
  • Güncel Haberler
  • Röportaj
  • Yazarlar
No Result
View All Result
Güncel Kadın
No Result
View All Result
Home Röportaj

Arkeolog, Sivil Toplumcu, Yazar Semra Atasoy ile Röportaj…1

admin by admin
27 Haziran 2020
in Röportaj
0
0
SHARES
63
VIEWS
Facebook'ta PaylaşTwitter'da PaylaşWhatsapp PaylaşLinkedin'de PaylaşPaylaşPaylaş

Her insanın hayat yolculuğu farklıdır. İnsan kendi hayat yolculuğunu kendisi belirler.

Semra Atasoy, Samsun’dan Üniversite okumak için çıktığı hayat yolculuğu geleceğinin başlangıçı veya ilk adımları oldu. Kendisini sürekli geliştirmek, yeni şeyler öğrenmek ve üretmek hep önceliği oldu.

Öğrendikçe, üretttikçe sürekli kadınlar, çocuklar için üretimler gerçekleştirdi. Bu döngü içerisinde hiç yılmadan didinerek kendi yolcuğunu sürdürüyor. Arkeolog, Öğretmen yazar olarak pes etmiyor.

Kadınları, çocukları dinliyor, dinledikçe, dinlediklerini kitaplaştırıyor. Kurgu değil hayatın içindekileri kitap haline getiriyor.

Bu kadar üretken aynı zamanda mütevazi bir yazarın yaşadıklarını, kitaplarını portalımızda yer vermek, tanımayanlara tanıtmak istedik. Yazar Semra Atasoy ile gerçekleştirğimiz bu söyleşiyi beğenerek okuyacağınızı umuyoruz. İyi okumalar.

Yaşadığınız bir çok kentlerde çocuklar ve kadınlar üzerinde yapmış olduğunuz gözlemlerde karşınıza nasıl bir tablo çıktı?

Kızım doğana kadar inanın kadın ve çocukların ne durumda olduğuyla ilgili pek ilgili değildim. Kendi haklarım için mücadele etmiş ve kazanmıştım. O zamanlar bu bana yetiyordu. Kalabalık bir aileden geliyorum ve katı kuralları olan gelenekçi bir sülalem var. O sülaleye rağmen kız başımıza Samsun’dan Ankara’ya üniversite okumaya ilk gelen ben ve kız kardeşim olduk. Bizim ardımızdan kız yeğenler ve akrabalar üniversiteye gidebildiler. Yolu açmış oldum.

Ardından yine sülalede ilk araba kullanan kadınlar da ben ve kız kardeşlerimdi. Yine bizim ardımızdan sülaledeki diğer kadınlar araba kullanmaya başladı.

Bir şekilde yolu açan olmuştum. Kendi yolumu açmayı başardığım için tüm kadınları kendim gibi zannettiğimden kadın sorunları konularıyla pek ilgilenmiyordum ta ki kızım doğuncaya kadar.

Kızımı minicik bir bebeği kucağıma aldığım zaman ağlamaya başladım. Benim verdiğim mücadeleyi o da verecek ve yorulacaktı.

Ben kişiliğimden dolayı mücadele etmekten keyif alıyordum fakat ya kızım?

Ya başaramazsa, ya yıpranır yorulur üzülürse…

Günlerce yüreğime oturdu ve ilk kez yaşadığım topraklarda kadın ve çocukların durumunun ne kadar zor olduğunu fark ettim.

Bu benim için çok ağır ve tramvatik oldu.

Dünyadaki ve yaşadığım coğrafyadaki kadın ve çocukları gözlemleye başladığımda gerçekten canım yandı. Dünya üzerinde sadece benim ülkemde değil tüm heryerde kadınların yaşadığı sıkıntılar büyük.

Gelişmiş ülkeler kısmen sorunu çözebilmişler fakat dünyanın geri kalanında kadın hala büyük mücadelelerin içinde. Yüzlerce yıldır kadına yönelik artan büyük bir şiddet eğilimi var, öfke var.

New York Times gazetesine göre, 20. yy’da şiddet sonucu öldürülen kadın sayısı,  19.yy’da savaşlarda ölen erkeklerden daha fazla.

Görünürde topla tüfekle bir savaş yok belki ama daha fazla kayıp var.

Yüzlerce yıldır tüm dünyada kadın büyük sorun olmuş nedense ve gereksiz bir öfke var kadınlara karşı.

Durum vahimdi kısaca…

O an ki; duygularınızı anlatırmısınız? Çıkan tablo karşısında neler düşündünüz? Ve çözüm için neler yapabildiniz?

O an hissettiğim yalnızca panikti. Gerçekten panikledim. Kızımı nasıl büyüteceğim telaşı sardı. Bir oğlum da vardı ama nedense o doğduğunda bu panik duygusunu yaşamamıştım. Sonuçta erkek egemen bir dünyada yaşadığımız için hayat ona daha kolay olacaktı fakat ya kızım için?

Karşımda duran tablo inanın korkutucuydu. Kızımın çocukluğunu düşünüyorum, ortalıkta pedofili sapıklar var. Kızımın gençliğini düşünüyorum, etraf taciz tecavüz olaylarıyla dolu. Evlense ve eşi şiddet eğilimli çıksa, kısaca her yaşı için tehlike büyüktü.

Çözüm olarak o anlarda pek bir şey yapamadım. Gece gündüz gözetimim altında büyütecektim ve okula başlar başlamaz kadınlar ve çocuklar için neler yapabilirim düşüncesiyle harekete geçtim.

O esnada düşüncem, kadın ve çocukların hayat şartlarını düzeltmenin en hızlı yolu siyaset olduğu için siyasete girdim.

Milletvekilliği adaylığım oldu. Siyasette kadınların uğradığı psikoljik şiddet inanılmaz boyutlarda.

Hayatın her alanında bir sıfır erkeklerin gerisindeysek , siyasette yüz sıfır gerideyiz. Asla bir kadını o turuncu koltuğa oturtma gibi bir düşünceleri yok ve gerçekten gizli bir erkek anlaşması var sanki aralarında. Hangi siyasi parti olursa olsun önceliği daima erkeklere verip göstermelik olarak birkaç kadına az sayıda koltuk veriyorlar.

Bakın burada önemli bir ayrıntı var, kadınlar olarak temsil hakkımızı alamıyoruz, beyler kendi düşüncelerine göre birkaç koltuğu lutfedip kadınlara bırakıyor. Bunu lütufmuş gibi yapıyorlar.

Yani siyasette daha büyük sıkıntılarla karşılaştım.

Geçmiş dönemde İstanbul Beylikdüzü’nde kadın ve çocuklarla ilgili gerçekleştirdiğiniz projenin önemini, başarı oranından bahseder misiniz?

Beylikdüzü’nde Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanlığı yaptım yaklaşık beş yıl sürdü bu gönüllü görevim.

Siyasette çok büyük savaş olduğunu görünce bu kez sivil toplum olarak bir şeyleri düzeltebilir miyiz derdine düştüm.

Beylikdüzü’nde değil bu hareketi tüm İstanbul’a yayalım dedim ve İstanbul’da dokuz ilçe bir araya geldik. Kadınlar ve çocuklarla ilgili ortak projeleri hayata geçirdik.

Önceliği, şiddete çözüm sağlayabilmek basamağına verdik.

Bulunduğumuz bölgede mahallelere semt pazarlarına gittik. Şiddetin ne olduğunu, şiddete tecavüze uğradıklarında nerelere başvurmaları gerektiğini anlattık. Lokal seminerler düzenledik. Yanımızda avukat, psikolog veya doktor bir konuğumuz oluyordu. Kadınlar soruyordu biz ve konuklarımız anlatıyorduk.

Şiddet dediğimizde yalnızca dayak akla geliyor fakat daha tehlikelisi var, bedende iz bırakmayan ama ruhu ağır yaralayan şiddetin adı psikolojik şiddet, ekonomik şiddet.

Biz; eşe hakaret etmenin, ihtiyaçlarını karşılamamanın, ihtiyaçları için para vermemenin de şiddet olduğunu anlatınca kadınların verdiği tepki inanılmazdı.

Hepsi, “bu anlattıklarınıza göre biz hepimiz şiddet görüyoruz Semra Hanım,” diyorlardı.

Aileden gelen kültürümüz şöyle; dövi mi sövi mi, kocandır! Derdin ne, kır bacağını otur!

Bizim coğrafyada kadını mahveden düşünce budur bana göre…

Ne kadar başarılı oldunuz sorusuna gelince; şöyle bir benzetme yapayım, altı delik kayıkla kürek çekip sahile yanaşmaya çalıştık.

İnternette anıt sayaç diye bir site var, orada öldürülen kadınların rakamları var. Ben bu röportajdan önce baktım, Haziran ayındayız ve öldürülen kadın sayısı 92

Bir ülkede hala şiddet tecavüz gibi nedenlerle kadın öldürülüyorsa biz başarılı olduk sayılmayız.

Uğraştık, direndik, çabaladık ve başaramadık.

Görev aldığınız sivil toplum örgütlerinde ne gibi faaliyetlerde bulunuyorsunuz?

 

Gençlere çocuklara ve kadınlara farkındalık kazanmaları için eğitimler veriyorum. İnsanlarla iletişim kurmanın yollarını anlatıyorum. Kadınlara; şiddeti ve şiddetle karşılaşıldığında neler yapılması gerektiğini anlatıyorum.

Çocuklar çok çok önemli, onları şimdiden doğru yetiştirirsek ilerde karşılaşacağımız sorunlar daha az olur, bu yüzden çocuklarla sürekli söyleşiler yapıyorum.

Yazarlık atölye çalışmalarım var, yazar olma hayali olanların katıldığı eğlenceli çalışmalar yapıyoruz. Atölyeme katıldıktan sonra kitaplarını yayınlayanlar oldu ve bu beni çok mutlu etti.

Benim bu dünyada görevlerim var, yaşamak nefes almak için burada değiliz, bir şeyler yapmak, bir şeyleri düzeltmek için dünyadayız. Bu düşüncemden dolayı ömrüm hep toplum çalışmalarıyla dolu dolu geçti.

Ve bu kadar çok dezavatajlı kesimde olunca, karşılaştığım olaylar kitaplarıma konu oldu. Malzeme sıkıntısı hiç çekmedim. Güzel bir manzaraya karşı oturup hayalgücümden faydalanarak yazmadım, gerçek hayatların içindeki öykülerden beslenerek yazdım.

 

Önceki Yazı

Nükhet Duru İzmirliler için söyledi

Sonraki Yazı

Semra Atasoy: Cezaevindeki çocuklar “Bizim hayalimiz yok bu dört duvar arasında” diyorlar-2

admin

admin

Sonraki Yazı

Semra Atasoy: Cezaevindeki çocuklar “Bizim hayalimiz yok bu dört duvar arasında” diyorlar-2

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Popüler
  • Yorum
  • En Son

Vajinal Fitil Nedir, Nasıl Kullanılır?

6 Mart 2020
Uranyen Astrolog ve Yazar Sevilay Eriçdem, yeni yılda gökyüzünün neler söylediğini anlattı: 8 maddede 2021 şifreleri

Uranyen Astrolog ve Yazar Sevilay Eriçdem, yeni yılda gökyüzünün neler söylediğini anlattı: 8 maddede 2021 şifreleri

8 Aralık 2020
Avukat Tuba Hatem: 2021 Umudumuz sevgiyle ve özgürce olsun

Avukat Feza Tuba Hatem “Hukuk Herkese Lazım”

4 Ocak 2021
Çiğdem Erdik : Bütün öğretmenlerin günü kutlu olmasın!

Çiğdem Erdik : Bütün öğretmenlerin günü kutlu olmasın!

2 Aralık 2020
Çiğdem Erdik: Gökten zembille inmediler onları da biz yetiştirdik!

Çiğdem Erdik: Gökten zembille inmediler onları da biz yetiştirdik!

38
Çiğdem Erdik : Bütün öğretmenlerin günü kutlu olmasın!

Çiğdem Erdik : Bütün öğretmenlerin günü kutlu olmasın!

36

Ulya Kutal: Tiyatro aşığı Şirin Ergüven Hamşioğlu

35
Çiğdem Erdik: Bir kar tanesi geldi mutluluğun formülünü verdi

Çiğdem Erdik: Bir kar tanesi geldi mutluluğun formülünü verdi

32
Psikiyatrist Canan Ketenoğlu: Yüksek EQ’lu bir çocuk yetiştirmek

Psikiyatrist Canan Ketenoğlu: Yüksek EQ’lu bir çocuk yetiştirmek

8 Mart 2021
Layra Özlem Süyev : 8 Mart… REQUIEM: ÖLÜME AĞIT

Layra Özlem Süyev : 8 Mart… REQUIEM: ÖLÜME AĞIT

8 Mart 2021
Türkiye, kadın yöneticilerin oranında dünya ortalamasının 4 puan üzerinde!

Türkiye, kadın yöneticilerin oranında dünya ortalamasının 4 puan üzerinde!

8 Mart 2021
Kolay İK, kadınlar için Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’ni imzaladı

Kolay İK, kadınlar için Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’ni imzaladı

8 Mart 2021

Son Yazılar

Psikiyatrist Canan Ketenoğlu: Yüksek EQ’lu bir çocuk yetiştirmek

Psikiyatrist Canan Ketenoğlu: Yüksek EQ’lu bir çocuk yetiştirmek

8 Mart 2021
Layra Özlem Süyev : 8 Mart… REQUIEM: ÖLÜME AĞIT

Layra Özlem Süyev : 8 Mart… REQUIEM: ÖLÜME AĞIT

8 Mart 2021
Türkiye, kadın yöneticilerin oranında dünya ortalamasının 4 puan üzerinde!

Türkiye, kadın yöneticilerin oranında dünya ortalamasının 4 puan üzerinde!

8 Mart 2021
Kolay İK, kadınlar için Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’ni imzaladı

Kolay İK, kadınlar için Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’ni imzaladı

8 Mart 2021
Güncel Kadın

Güncel Kadın, Güncel Haberler...

Sosyal Medya

Kategoriler

  • Anasayfa
  • Genel
  • Güncel Haberler
  • Güncel Sağlık
  • Güzellik
  • İş Dünyası
  • Moda
  • mustafa genç
  • Röportaj
  • Sağlık
  • Sanat
  • Uncategorized
  • Yaşam
  • Yazarlar

Son Haberler

Psikiyatrist Canan Ketenoğlu: Yüksek EQ’lu bir çocuk yetiştirmek

Psikiyatrist Canan Ketenoğlu: Yüksek EQ’lu bir çocuk yetiştirmek

8 Mart 2021
Layra Özlem Süyev : 8 Mart… REQUIEM: ÖLÜME AĞIT

Layra Özlem Süyev : 8 Mart… REQUIEM: ÖLÜME AĞIT

8 Mart 2021
  • İletişim: info@guncelkadin.com.tr

© 2020 Güncel Kadın. Tasarım Omega Web Tasarım.

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Moda
  • Güzellik
  • Sağlık
  • Yaşam
  • Sanat
  • İş Dünyası
  • Güncel Haberler
  • Röportaj
  • Yazarlar

© 2020 Güncel Kadın. Tasarım Omega Web Tasarım.