Özlem Güveli, röportajımın dördüncü bölümünde tiyatro ve dizi oyunculuğunu karşılaştırdı. Tiyatro seyircilerinin artık dizilerde gördükleri oyuncuları daha çok tercih ettiklerini söylediğinde ben bunu şaşırtıcı buldum. Çünkü benim için tam tersi geçerlidir. Yani tiyatroda izlediğim, oyunculuğunu çok beğendiğim sanatçıların oynadığı dizileri merak ederim. Zaman geçiyor, eğilimler farklılaşıyor.
İncir Ağacı dizisi devam edecek mi?
Koronavirüs COVID-19 salgını nedeniyle dizinin çekimlerine ara verildi. Ne zaman başlanması planlanıyor? Dizi daha kaç bölüm devam edecek?
Öncelikle tüm dünyanın ve ülkemizin bir an önce sağlıklı günlere kavuşmamızı diliyorum. Neredeyse iki aydır evlere bizi kapatan bir virüsle karşı karşıyayız. Bence eskiye dönüşümüz yeni bir sistemle olacak. Her sektörde neredeyse hayat durmuş vaziyette. Bir tek yiyecek-gıda alışverişleri devam ediyor. Tabii ki bu dizi ve sanat tiyatro sektörünü de çok etkiledi, şu an tüm etkinlikler sanatsal faaliyetler durdurulmuş vaziyette, zaten böyle olması gerekiyordu. Önce sağlığımız önemli çünkü bu virüs için evde kalmamız gerekiyordu, evdeyiz.
Bizim dizimizin de bayram sonrası başlayacağını düşünüyorlar. Yapımcılarımız ve kurum toplantı halindeler.121. bölüme kadar yayınlandı dizimiz, biz 130 bölüme kadar çekmiştik, elimizde 10 bölüm stok dizimiz var, 160 bölümde sezon finali verecektik sanıyorum bayram sonrası bu 160 bölümü tamamlayıp sezon finali yapacağız.
Tiyatro mu? Dizi mi?
İkisi de diyeceğim. Çünkü ikisinin de oynama keyfi çok farklı ve güzel. Uzun bir süre sette olup, İstanbul Devlet Tiyatrosu’nda da 2019 Kasım ayında 44. İsmet Küntay tiyatro Özel ödülünü aldığım Fatima‘nın Erkekleri oyununu oynamaya başladığım zaman, tiyatroyu ne kadar özlediğimi ve tadının ne kadar setten farklı olduğunu hissediyorum. Canlı, seyirciyle birebir, alkışlarla, başka bir heyecan… Bir hafta veya iki hafta oyun oynama sürecinde de seti özlediğimi fark ediyorum.
Teknolojinin geliştiği bu dönemde maalesef seyircinin algısı da değişmeye başladı. Ekranlarda gördükleri kişilerin oyunlarını gidip izlemek istiyorlar. Tiyatro yönetmenleri bile artık daha popüler insanlarla tiyatro yapmak istiyorlar, ekranlarda tanınan tiyatro sanatçılarıyla, özellikle özel tiyatrolarda… Bence bu çok üzücü bir durum tiyatro adına…
Genç oyunculara neler önerirsiniz?
Genç meslektaşlarıma öncelikle, sabırlı olmalarını öneriyorum. Maalesef hocalık yanımla gözlediğim bir şey; hemen başrol almak, hemen olmak istiyorlar. Hatta kendilerinin olduklarını sanıyorlar. Öğrenmek, okumak, bu işin eğitimini alıp, mutfağını, zorluğunu çekmeye hiç tahammülleri yok. Bir tek okul bitirmekle de bu iş olmuyor. Rahmetli Müşfik Kenter hocamız tiyatronun ilk 40 yılı çok zor sonra her şey daha kolaylaşır derdi. Bu bizim kulağımıza küpe oldu. Oysa şimdi ki gençlerin çok çabuk havaya girdiklerini görüyorum. Bu meslekte “OLDUM “dediğin zaman bitersin her daim öğrenmek bizim işimiz.
Ve tabii birbirimize saygı, insana saygı, işini yapana saygı çok önemli… Hiç kimse, kimseden daha üstün değil, oradaki kostüm hazırlayan da, sette çalışanlara da herkese saygı içinde olmamız gerekmekte. Gençlerimizde biraz bunlar eksik maalesef. Bu yeni giren tiyatrodaki genç meslektaşlarımız ya da setteki genç arkadaşlarımızda gördüğüm davranış biçimi. Oysa sanatçı olmak için Önce İnsan olmak gerektiğini rahmetli Müşfik Kenter bizim beynimize kazımıştı.
Kısaca gençlere tavsiyem oldum demeden, sürekli öğrenmeye çalışmaları, okumaları, dünyada sanatın her dalını takip etmeleri ve saygılı olmalarıdır. Büyüye, küçüğe herkese çalışan, set arkasına, sahne arkasına, seyirciye herkese. Devam edecek