Usta tiyatro oyuncusu Özlem Güveli ile yaptığım röportaj öylesine keyifli aktı ki, bir baktık ki, yazı dizisi halini alıvermiş. 70’lerin İstanbul’unu ve aile yaşantısını anlatan İncir Ağacı dizisinin Neriman’ı Belgin’i gelini olarak görmek istemiyor. Pekiyi bir erkek evlat annesi olan Özlem, aynı durumda kalsa ne yapardı? Benim bir gazeteci olarak çok merak ettiğim bu soru için Özlem Hanım en çok zorlandığı soru olduğunu aktardı.
İncir Ağacı dizisindeki Neriman karakterini seyirciler çok sevdikleri kadar kızıyorlar da, sizce bunun sebebi nedir? Siz hangi taraftasınız?
Ben bir insanın tamamen iyi, tamamen kötü olduğuna asla inanmıyorum. Neriman karakterini oynarken, sürekli kızan, bağıran, agresif bir kadın gibi asla olmaması gerektiğini düşündüm. Bazen kızgın, bazen güler yüzle yaptığı davranışlar olmasına, çocuklarının ve ailesinin iyiliği için olduğuna, inanarak yaptığına, bundan dolayı ortaya çıkan, bazen durum komikleri ve Neriman’ın tatlı şuursuzluklarının ön plana çıkması gerektiğini düşünüp, hayatın içinden bir karakter olmasına önem verdim. Seyircinin bunlar hala var, benim kaynanam da böyle deyip, hem gülüp, hem kızmasını istedim. Ve böyle yorumlayıp oynadım.
Neriman’da bunu gördükleri için seyirciler beni seviyorlar. Gerçek hayatta benim kaynanam da böyle, sizi çok seviyoruz ama Neriman’a kızıyoruz, ama Neriman yine de çok iyi falan diye sohbetlerimiz oluyor, bela olarak görenler de var tabi. Ben de o zaman diyorum ki, ne güzel bunları size hissettirebiliyorsam… Ben rolümü doğru ve iyi oynuyorum demek ki. Neriman gerçek hayatta, seyircilerin içlerinden biri çünkü oynarken ben bunu yakalamaya çalıştım.
Ben hangi taraftayım, doğrunun tarafındayım. O dönemde ve bugün kaynanaların yaptığı yanlışlarla seyirciyi yüzleştirme tarafındayım. Ben Neriman tamamen doğru diye oynamıyorum. Çünkü onun da zaafları var, yanlışları var, ama iyi ama kötü insan yanlarını da, iyilik ve ailesi adına yaptığını seyircilere göstermeye çalışıyorum. Zaten sanatçıların misyonu, objektif olmak, yanlışı, olması gerekeni, tarafsız yorumlayıp, seyirciyle yüzleştirmektir, buna inanıyorum.
Neriman Belgin’i gelini olarak görmek istemiyor. Sizin yetişme çağındaki oğlunuz onaylamayacağınız bir gelin adayı getirse nasıl davranırsınız? Neriman karakterine bu konuyla ilgili öneride bulunsanız neler söylerdiniz?
Varsayımsal konuşmamak lazım doğrusu, her halükarda, aslında karışmamak gerek. Çok aykırı olmadıkça, kendimin ön yargıları nedeniyle değil, oğlumun çok ezildiği bir ilişkide sorun haliyle bu yansıdığı zaman, oğlumu alıp, emin misin, durum böyle görünüyor dışarıdan diye konuşurum. Tabi ki diyorum ya, varsayımsal konuşmamak lazım, diyelim ki, karşındaki insanın iyi olduğu, oğlumun da benim de çok sevdiğim biri de olabilir, ama ailesi çok uyum sağlayamayacağımız biri olursa, bu da sorun olabilir ki günümüzde bunlar yaşanıyor. O dengeyi korumak lazım. Boşuna eskiler dememişler, kendilerine uygun, anlaştıkları ailelerin, insanların, çocuklarını hep evlenmek için istemişler. Çünkü insanlar sadece kendileri evlenmiyorlar, aileyle de evlenmiş oluyorlar. Ama burada klasik eski dönemdeki evin iç içe, aile kurallarından bahsetmiyorum. Ben daha saygı, sevgi içinde bir arada, iki ailenin yemeklerinin yeneceği bir sırada olunduğu, sevgi dolu ortamların olmasından bahsediyorum.
Herkes kendi kafasına uygun biri ile evlatları eşleşsin, ailelerin iyi anlaştığı biriyle olsun ister çocuklarının. Bu sadece bir dilek…
Önemli olan bence, birbirlerine olan saygılarında, sevgilerinde iletişimlerinde problem olmadıkça, benim kendi beğenip, beğenmemem hiç önemli değil. Ya da ön yargılarımın hiç önemi yok. Onların mutlu olup, anlaşmaları, hayatlarına devam etmeleri önemli olandır. Ben sanırım böyle bir kaynana olurdum. Şu an oğlum küçük bilemiyorum. Neriman’a şunu derdim, bu kadar çok çocuklarına karışma, kimseleri beğenmiyorsun ama bir de sen kendine bak, kayınvalide olarak sana böyle yapılsa hoşuna gider mi? Onlar daha genç, bırak birbirlerini tanısınlar derdim. Devam edecek