Bu hafta, kendime torpil geçtim ve bastım gittim İstanbul’a.
Uzun yıllardır ve zamandır görmediğim çoğu arkadaşımı görmek, hasret gidermekti amacım.
Hani olur ya, şişersin şişersin, patlamaya hazır bomba olursun ,
İşte o an en güzeli uzaklaşmaktır, ben de öyle yaptım.
Attım kendimi arkadaşlarımın kollarına.
Biz Özel KADIKÖY KIZ KOLEJİ EDEBİYAT MEZUNLARI bir araya geldik.
Malum İstanbul trafiği, hepimizin sorumlulukları, evi ayarla, çocukların karnı doyur (ben hariç) , iş prosedürleri tamamlanınca sonunda yuvarlak masada bulduk birbirimizi.
Bizler, birbirimizden kopmamaya hep özen gösterdik, zincire kaybolanlarda eklenince daha bir güzelleştik.
Annem, ne hikmetse sanırım koştura koştura beni koleje yazdırmış olacak ki
Sınıf numaram en önden torpilli idi. 48!
Sözlüye en önce ben kalkardım. Yırtmak mümkün değildi!
Olsun sınıfın ezbere dayalı tek cankurtaranı ben olduğum için, kızlar numaramdan pek memnunlardı
Şu an hali hazırda en yakın kıza arkadaşlarımın sınıf numaralarının da “8” ile bitmesi
Tesadüf olabilir mi?!.
Hepimiz o akşam yılları yaad ettik.
Kız kolejinden ne muhabbet çıkar, siz düşünün artık
Üstelik okulun karşısı Fenerbahçe antrenman sahası!
Platonik aşıklar olarak, locada yani camlarda bizler.
Derslerde en arkada oturanlarımızın bir elinde cımbız, bir elinde makas ve ayna bayağı ders dinlerdi anlayacağınız!
Saçlar krepeli ve jöleli , etekler diz üstüne alınır , shetland baklavalı kazaklar , converse lastik ayakkabılar.
Ne o, biz okula gidiyoruz. Çanta taşımak demode olup, onca kitap ve defterleri kolumuza sıkıştırınca, kendimizi pek bir havalı sanırdık.
Okul çayları pek bir meşhurdu, düzenler ve bilet satardık gizli gizli Müdürden.
O toplanan paralardan öyle bir meblağ çıkmış ki, bizim organizatör arkadaşımız, cebe indirmek yerine, hepimize bölüştürmüş!
İşte burası çok önemli !!
Neden mi?
Biz çocukken, aslında doğruluğu, paylaşmayı, dayanışmayı öğrenmişiz!
Sınıfta psikolog parası bile toplandı, düşünün artık.
Harçlıklardan havuza atılan, pamuk eller cebe diyen bir gruptuk biz.
Evde beslenme hazırlarken, bir tane daha fazla hazırlatan, belki birinin beslenmesi yoksa bölüşürüz diyen bir nesildik!
Disiplinli, özverili, hoşgörülü, söz dinliyormuş gibi yapan, hocalarımızın gözünün içine bakan, ailelerimize mahcup olmamak ve ödenen paranın hakkını vermek için deli gibi ders çalışan araya sıkışmış bir jenerasyonduk !
Yıllar geçti, büyüdük, dağıldık, herkes kendi yaşam yolculuğuna çıktı.
Benim asıl hoşuma giden , her kim ki o yuvarlak masaya oturan ;
Herkes kimliğini dışarda bırakıp gelmiş, ve SADECE EDEBİYAT mezunu olarak sandalyesinde yerini almıştı.
Kahkahalar eşliğinde geçen sohbetin detaylarını sizlerle paylaşamayacağım özür dilerim
Ama bilin ki garsonlar bile bizden keyif aldı, o kadar aldılar ki neredeyse bir sandalye çekip onlarda dahil olabilirdi
Biraz etrafı sesten rahatsız etmiş olabiliriz, neticede bakışlara maruz kalmadık değil.
Tek fark bakışlar gerçekten içten ve meraklı idi
Bu kadar hatun ne buluyor da , ne konuşuyor ifadesi olan bakışlar.
O akşam anladık ki, büyüdük, iş güç , eş , çocuk sahibi olunsa bile “bir arpa boyu yol almamışız “aslında.
Biz , içimizde bir yerlerde gerçekten sevmişiz , ve hala seviyoruz birbirimizi .
İçten sarılmayla, yüzeysel sarılmayı anlayabilecek tecrübeye sahibiz hepimiz.
Hatıralarda yer edinebilmişsek eğer, yürekleri sorgulamaya gerek yoktur nezdimde!
Kız arkadaşlar, candır, bedeldir, yeri geldi mi kalkandır, seni, beni koruyan , savunan , el uzatandır.
Arada çürükleri ayıklarsın gider!
Biz hep taze, hep daim, hep yürek yüreğe olanlardanız.
Zaman, mekan belki müsait olmayabilir.
Ama bir “ALO” kadar yakınız.
Dedikodusuz , art niyetsiz , biriktirmeden , çoğalanlardan olduğumuzu görmek
Beni hem onurlandırdı, hem mutlu etti
Birbirimizin başarısını, yaşamını kıskanmak yerine, birbirimizi nasıl motive ederiz düşünenlerdeniz.
Hayat, bazen çok acımasız, çok yorucu, çok zorlayıcı
En iyi antidepresan aslında kıymet bilirsek, kız ve çocukluk arkadaşlarımız.
Yeni adı üzerinde bilinmez, yeni işte.
Bir dururuz, zaman veririz , şüphe duyarız sonrası su gibi gelir ya da gelmez
Ama eski, bakidir, bilinir . Eskide ya şükredersin, ya kahredersin!
Ben nezdimde şükredenlerden oldum hep ..
Dilerim, sizlerde öylesinizdir.
Benim kıymetli KIZ ARKADAŞLARIM iyi ki varsınız, hep var olun
Işığımız bol olsun
Sevgiyle kalın