Nurcan Özdemir; İş Hayatına en alttan başladı…
Nurcan Özdemir, iş hayatına herkes gibi sıradan bir çalışan olarak başladı. Süreç içerisinde azimli çalışmaları ile yavaş yavaş merdivenleri tırmandı. Bu gün ise yalıtım sektöründe ciddi hedefleri olan firmaya sahip. Nurcan Özdemir, İş kadınları arasında sevilen bir kadın olduğunu ispat etmiş ki, TOBB Bursa Kadın Girişimciler Kurulu üyeliğine seçilmiş.

Nurcan Özdemir kimdir?
Kısaca bahsetmem gerekirse Ardahan’ın Ardıçdere köyünde 7 çocuklu bir ailenin 3. çocuğu olarak dünyaya geldim. İlkokulu köyde okuduktan sonra orta öğretimime Ardahan Yatılı Bölge Okulunda devam ettim. Yaşam şartlarından dolayı doğup büyüdüğüm yerleri bırakarak ailemle birlikte Bursa’da taşındık. Burada karşılaştığımız zorlu şartlar sonucu lise 1. Sınıfta okulu bırakarak aileme maddi açıdan da destek olmaya başladım. Bundan sonra yaşadıklarım hayatın her daim sürprizlerle dolu olduğunu haklı çıkaracak niteliklerdeydi. Eğitimimi yarım bırakmış olmak içimde hep ukde olarak kaldı, yıllar sonra gittiğimakşam lisesiyle hayatımdakibu eksiği de bir nebze olsun gidermeye çalışmak için çabaladım.
1998 yılında özel yaşamım gibi iş yaşamımızı da birlikte yürüttüğümüz Özden Özdemir ile evlendim. Şu anda Ece ve Atakan adında iki çocuk sahibi bir anneyim.
İş hayatınıza nerde ve ne zaman başladınız?
Bir tekstil şehri olan Bursa’ya taşındığımızda maddi imkânlardan dolayı eğitimimi yarım bırakarak, 16 yaşımda tül perde üreten bir tekstil fabrikasında işe girdim. Yapmak zorunda kaldığım bu seçim hayallerime uzanan bir başka kapıyı da beraberinde aradı.
Şu an sahibi olduğunuz firmanın başarı hikâyesini anlatır mısınız?
Kontrolümüz dışında gerçekleşen olumsuz nitelikli olaylar büyük başarıları da beraberinde getirir; yeter ki mevcut durumu hayallerimize giden yol için en iyi şekilde analiz edebilelim.
Okulu bırakarak atıldığım iş hayatı da olumsuzlukla gelen başarının bir habercisi vasfındaydı. 1992 yılında “kaderimi değiştiren iş” olarak nitelendirdiğim havalandırma ve yalıtım işi yapan küçük bir dükkanda çalışmaya başladım. Sekreter olarak girdiğim bu işte Telefonlara bakmanın ve diğer rutin işlerin yanında satışa da destek vermeye çalıştım. Yaptığım işi en iyi şekilde yapma isteğim ve yalıtım sektörünün önünün açık olması işime dahada sarılmamı sağladı.
Müşterileri bilgilendirmek adına yaptığım araştırmalar sonucu yalıtımın geleceğin sektörü olacağını ve bu işe daha fazla önem vermemiz gerektiğini anlamıştım. Bunu paylaştığımda ise cevap olarak “Hayal satmaya çalışmayalım, sen kafanı yorma böyle işlere” cümlesi belkide beni girişimciliğe yönelten ilk cümledir. Bundan sonraki süreçte ise fırsatların karşıma çıkmasını beklemeyip, kendi fırsatlarımı oluşturacaktım. İlk iş olarak eşimin de verdiği destekle “İzonur İzolasyon Sanayi Ticaret Limited Şirketi”ni kurduk . Gazcılar semtindeki çıkmaz bir sokakta küçük bir dükkanda, bit pazarından alınan ofis mobilyaları ile çıktığımız yolda ilk kiramızı kredi kartı ile ödendik. Borç- harçla çıkılan yolculuğumuz ilk günlerinde elbette ki zor geçti. Ancak, inandığımız şeyler uğruna heyecanımızdan hiçbir şey kaybetmedik ve bu şartlar altında dahi bir riske girerek, mevcut kiranın beş katı bedeline çıkmaz sokaktan cadde üzerine dükkana taşındık. Sermayesi olmadan, tanıdık vesilesi ile bedelini yıl sonuna kadar ödemek koşuluyla aldığımız ürünler çok çalışmamız ve yaptığımız işe inanmamız bizleri bugünlere getirdi. İzonur adı altında her türlü ısı, su, ses, çatı ve cephe kaplama konusunda uygulama ve satış yaparak Bursa bölgesinde ve Türkiye genelinde inşaat şirketleri, tüzel kişiler ve resmi kuruluşlara işler yaptık. 2007 yılında, sektördeki büyümemizi üretim yaparak sağlamaya karar verdik. Bursa Kestel Barakfaki Sanayi Bölgesi’nde 5 bin m2 kapalı alana sahip EPSA Yalıtım ve Ambalaj Ürünleri San. ve Tic. Ltd. Şti.’ni kurarak, 2008 yılında üretime geçtik. Burpor, Ecepack, Ataboard ve Nurpor markalarıyla EPS ısı yalıtım ürünleri, EPS Otomotiv Yan Sanayi Ürünleri üretimi yapan EPSA, oluşturduğumuz bayilik kanalıyla başta TOKİ’ler olmak üzere, inşaat, otomotiv, beyaz eşya mobilya firmalarına ürünlerimizi pazarlamaya devam ediyoruz. EPSA olarak, yalıtım ve ambalajın ardından, 3 bin m2 kapalı, 4 bin m2 açık ikinci yatırımımızı yine yalıtım alanında Kestel’de yaparak Yapı Kimyasalları sektörüne yöneldik. Bugün Epsa olarak 2 üretim tesisimiz ile 8 bin m2’lik kapalı 6 bin m2 açık , toplam 14.000 m2 ürtetim alanına sahibiz. Doğru yalıtım için, ”Mantoyap” markası altında, mantolama paketimiz ile 2012 itibariyle bu alanda da hizmet vermeye başladık.
4-Sektörünüzdeki hedefleriniz nelerdir?
Bizim öncelikli hedefimiz sektörümüzde yeniliklerin, ilklerin adresi olmak ve herkes tarafından örnek alınan bir firma olmak. Bunun gerçekleşmesi için de kendimizi sürekli geliştiriyoruz. Firmamızda en tepeden en alt kademeye kadar herkesin bir bütün olarak takım ruhuna sadık kalması, ortak hedeflerin etrafında kenetlenmemiz bizim için önemli. Gelecekte firmamızın sadece ülke çapında değil dünya klasmanında bir üretici olması en büyük hedefimiz. Bunun için de var gücümüzle çalışıyoruz.
Şirketinizin sektördeki konumu nedir?
Enerji verimliliğinde bilincin fazlalaşması ile kaynaklarımızı tasarruflu kullanma konusunda ki hassasiyetimiz yalıtım sektörünün öneminin gün geçtikçe artmasını sağlamaktadır. Talep gören bir sektörde yer almanın olumlu getirileri olmasının yanında yalıtım malzemelerinin türevlerinin çeşitliğinden doğan farklılaşma ihtiyacını da beraberinde getirmektedir. EPSA olarak %100 yerli sermaye ile; yapı ürünlerinin, mantolama sistemlerinin, yapıda kullanılan çimento esaslı ürünlerin ve su yalıtım ürünleri ile yapı sektöründe kullanılan tüm yalıtım malzemelerin üretimini bünyesinde bulundurarak yaşam alanlarının ihtiyacı olacak her soruna çözüm üretiyoruz.

Son yıllarda iş kadınlarının artışı sizce yeterli midir?
Kadınların iş hayatına katılımı dönemsel olarak değişmektedir. Dünyamızda ve ülkemizde değişen ekonomik koşullarla gelen yaşam şartlarının bu değişimlerdeki başlıca faktör olduğunu söyleyebiliriz. Bu faktörlerin yanı sıra iş hayatında kadın gözünün oluşturduğu farklılıklarla gelen olumlu gelişmeler kadının iş yaşamındaki konumunun yeniden şekil almasını sağlamıştır. Ülkemizde de iş yaşamı ve kadınları temel alarak gerçekleştirilen projelerin sayılarının artması sonucu geçmişe oranla şimdilerde iş hayatında kadınlara daha sık rastlıyoruz. Gözle görülür derecede yaşanan artış bizler açısından oldukça sevindirici bir nokta. Tüm bunların yeterliliğini değerlendirebilmek adına kadın nüfusunun erkek nüfusuna oranını karşılaştırdığımızda bu iyileşmenin çok daha ileriye taşınabileceğini kanaatindeyim. Sayısal temelde değerlendirmenin aynı sıra asıl üzerinde durulması gereken nokta iş hayatında yer almak isteyen tüm kadınların bu isteklerine engel olacak herhangi bir sorunla karşılaşmamaları. Bu konudaki farkındalıkların fazlalaştığı günümüz koşullarını değerlendirdiğimizde bu günlerin yakın olduğunu kanaatindeyim.
Kadınların sosyal hayata entegre olabilmesi için neler yapılmadır?
Bu soruyu ele alırken küçük yaşlardan bu yana biz kadınların yetiştirilme tarzlarına baktığımızda genel olarak oldukça aktif ve çok yönlü olarak yetiştirildiği gerçeğini göz ardı etmemek gerektiğini düşünüyorum. Gerek yapıları gereği gerek dış etkenlerle yeniden şekillenen kadın kimliği zaten sosyal hayata entegre olmuş şekilde şekillendiğini söyleye biliriz. Ancak kadınların sorumlulukları açısından ele alındığında zaman zaman kişisel ve ailevi yükümlülüklerin getirdiği zorunluluklarla sosyal hayat arasında bir tercih yapmak zorunda kalan kadınlarımızın, sosyal hayatı ikinci plana attığı muhakkak. Bu gerçek genel olarak olumsuz yönde algılanmış olsa da kadıların çok yönlülük özelliğinin gelişmesine katkı sağlayan en önemli faktör olduğunu unutmamak gerekir. Kadınların sosyal hayata entegrasyonu için gereken vaktin, sadece kadınların değil toplumun çözüm üretmesi gereken bir durum olarak değerlendirdiğimizde ve gereken hassasiyeti gösterdiğimizde her şeyin kendiliğinden yoluna gireceğini düşünüyorum.
Yoğun iş yaşamını ardından uğraştığınız hobileriniz var mı?
İşimi o kadar çok seviyorum ki, iş kolik bir kadın olduğumu da düşünmüyor değilim. Hobiye vakit ayırarak amaç mutlu olmaksa ben işimle ve ailemle çok mutluyum şükürler olsun. Aslında hobinin duyulan ihtiyaç neticesi edinildiği söylemek çok yanlış olmaz sanırım. Ben şimdilik kendimi o zamanda görmüyorum. Yalnız, sivil toplum kuruluşlarında aktif olarak, gönüllük esaslı çalışmalarda bulunmaktan büyük mutluluk duyduğumu, iş hayatında kadınlara yönelik çalışmaların bana heyecan verdiğini, motive ettiğini belirtmek isterim. Yardım esaslı kuruluşlarda da, insani olarak üzerimize düşenleri yapmak da maneviyatımı güçlendiriyor. Tüm bunların dışında vakit buldukça, elbette
ki eşimle, özellikle çocuklarımızın keyifle izleyeceği vizyon filmlerini takip ediyoruz.
Hayatınız boyunca yapmak isteyipte yapamadığınız bir şeyler var mı?
Şimdilerde fark ediyorum da yaşamım süresince İçinde bulunduğum durumları değerlendirerek mevcudiyetten sıyrılıp daha farklı fikirler üretebilmeyi düşünmüşüm. Bu karakterimin getirdiği bir özellik olarak birçok hayale sahip olduğumu söyleyebilirim. İsteklerle gelen hayallerin sonuca ulaşmasını sağlayan en önemli faktör o şeyi gerçekten isteyip istemediğimizdir. Çünkü eğer bir şeyi gerçekten istiyorsak durum değerlendirmesini en iyi şekilde yapar, bizi sonuca ulaştıracak yolu plan ve istikrar ile yeniden yapılandırarak hedefimize varabiliriz. Hayatım boyunca yapmak istediğim şeylere ulaşmamı sağlayan belki de en önemli etken başarının ne istediğine karar vererek asla vazgeçmeyenlerle birlikte gelişine olan inancımdır.